Son Dakika :

Denizcilik Terimleri

Yayınlayan: balikciblog - 18 Ağustos 2013 Pazar | 12:01

DENİZCİLİK TERİMLERİ

-A-
ABAŞO: Alt ve aşağı [Abaşo Gabya yelkeni] 
ABLİ: Seren ve bumba cundalarından aşağı iki tarafa inen halatlar 
ABORDA: Bir teknenin diğerine veya bir iskeleye yanaşması 
ABOSA: Bosaya vur manasında kullanılan bir terim. Hisa edilmekte olan bir halatın veya vira edilmekte olan bir zincirin kısa bir müddet tutulması için bosaya vurulması. 
ABRAMAK: Kontrol altına almak, komutası altında tutmak, üstünden gelmek 

AÇIKTA EYLENMEK: Bir teknenin sahilden veya iskeleden yada limandan açıkta beklemesi 

ADMİRALTİ DEMİRİ: Çiposu kollarına dik ve hareketli eski sistem bir demir cinsi. 
AGANTA: Hisa veya laçka edilmekte olan halat veya vira veya ayboci edilmekte olan zincirin kısa bir müddet sonra tekrar bırakılmak üzere tutulması için verilen komuttur. 
AĞIZ KUŞAĞI: Armuz kaplamanın en üst sırası [bindirme kaplamanın da] 
ALABANDA: Bordanın iç kısmı veya dümenin 35° ye kadar basılması 
ALABURA: Altüst olma, teknenin ters çevrilmesi 
ALAMA KÜREK: Hep birlikte kürek çekerken çekmeyi durdurmak için verilen komut 
ALAMATRA: Karadeniz'de imal edilen balıkçı teknesi. 
ALARGA: Açıkta demektir. [Alargada bekle, alarga dur][İtalyanca largo] Alargaya çıkmak, [açığa çıkmak] ALAY SANCAĞI: İşaret sancakları ile donatılmaya, alay sancaklarının çekilmesi denir. 
ALBERABER: Hep birlikte kürek çekmek için verilen komuta 
ALESTA: Hazır olmak, hazır olarak apikoda beklemek Alesta tramola [Tramola etmeye hazır ol] ALTABAŞO: Bir yelkenin alt yakası, alt ve aşağı anlamında da kullanılır. 
AMORA YAKASI: Dört köşe bir yelkenin alt ve ön tarafındaki yaka[Karula yakası] 
ANA GÜVERTE: Geminin veya teknenin üzerinde yürünen en üstteki güvertesi
ANA OMURGA: Gemilerin en üst kısmında, kasara güvertelerin altında bulunan ve geminin başından kıçına kadar uzanan güverte. 
ANELE: Hareketli demir halka 
ANELE BAĞI: Aneleye yapılan bir çeşit bağ 
APAZLAMA: Kemere istikametinden gelen rüzgar [Yelken seyri] 
APİKO: Demirin vira edilişinde deniz dibinden kurtulup dimdik durduğu vaziyet. 
ARYA: Yelkenin, sancağın veya çubukların aşağıya indirilmesi [Arya sancak, arya kürek] 
ARMA: Sabit donanım [Direkçarmıhları, istralyalar] 
ARMUZ: Güverte ve borda kaplama tahtalarının arasındaki çizgi [Armuztutmak, armuz kaplama] 
ASKI MAPASI: Bir demir kaldırmak için bedenine konmuş olan mapa 
AŞIRTMA PRAÇERA YELKEN: Kavançalı seren yelkeni 
AŞOZ: Kaplama tahtaları için omurga ve bodoslamalar açılan oyuklar. 
AVARA: Gemi, bot veya tekninin yanaşık olduğu yerden ayrılması [Avara etmek] 
AYBOCİ: Zincirin ırgat çalıştırılarak aşağı alınması, indirilmesi 
AYI BACAĞI: Yelkenlerin farklı kontralarda açılması[Pupa seyir] 
AYNALIK: Kıç bodoslama üzerine konan ve dümen iğneciğinin üzerine konduğu tahta levha [Ayna kıçlı tekneler] 
AYNALIK TAHTASI: Bir teknede kıç taraftaki havuzda otururken arkaya dayanmak için konulmuş olan tathta levha


-B-
BABA Halat volta etmek için ağaç veya metalden yapılmış silindirik biçimde güverte veya rıhtıma bağlanmış bir eleman 
BABAFİNGO Yelkenli bir teknede eğer direk üç kısımdan ibaret ise; en üstteki parça. [İtalyanca: pappafico][Örnek: okul gemileri] 
BADARNA ETMEK Bir halatın aşınmaması için üstünün halat veya koruyucu bir malzeme ile sarılması BAKLA Zincirin bir halkası 
BALON-USTURMAÇA Halattan, hasırdan veya sentetik malzemeden yapılmış, içi doldurulmuş veya şişirilmiş bir usturmaça çeşidi 
BANDRA Milliyeti gösteren sancak 
BARBARİŞKA Tututlmakta olan bir halatın kaymaması için yapılan bir bağ çeşidi 
BASTİNA Palangalarda kullanılan bir nevi dilli makara [Karnıyarık bastika] 
BASTON Ana cıvadranın üzerinde ileriye doğru uzatılmış çubuk 
BAŞ Bir teknenin ön ve ileri kısmı 
BAŞ BODOSLAMA Omurganın baş tarafından teknenin başını meydana getirmek için yukarı istikamete doğru konulan ağaç parçası 
BAŞ KASARA Genellikle gemilerdeki baş tarftaki yüksek kısım 
BAŞ OMUZLUK Kemere ile baş bodoslama arasındaki yuvarlak kısım 
BAŞ PARİMA Bir botun baş üzerindeki analeye bağlanmış kısa halatı 
BAŞLI Baştarafın kıça nazaran daha batık olması 
BAŞTANKARA ETMEK Tekneyi bir sahile beya kumsala baş taraftan oturtmak veya yanaştırmak BAŞÜSTÜ Bir botun baştarafında oturabilecek ve ayakta durulabilecek platform 
BERMUDA ARMA Uzun bir direk üzerine yelken açmak için düşünülmüş arma tipi [Marconi arma] Bu tip armada yelken sereni yok ancak bumbası vardır. 
BİNDİRME KAPLAMA Armuz kaplamanın biribir üzerine konularak yapılma şekli [Bama tiriz] 
BİTA Gemi veya yelkenli gemilerde halatların veya yelkenlerin iskotalarını volta etmek üzere güverte üzerine konulmuş küçük babalar. Genel olarak kurt ağızlarının gerisinde bulunur. Bitaların üst kısımları halatların kayarak çıkmalarını önlemek maksadıyla alt taraflarına nazaran daha geniş olur. 
BOCURUM Yelkenli teknelerde kıç bodoslama / kıç aynalık üzerinde bulunan direğe çekilen yelken BORDA Su kesiminden yukarıda kalan kısım 
BORDA FENERİ Sancakta yeşil, iskelede kırmızı olarak yakılan 112,5 açılı fener 
BORDA İSKELESİ Bir tekneye girip çıkmak için inip kalkabilen ve içeriye alabura olabilen bir merdiven tipi [Pasarella] 
BOSA Demir loçaya oturduktan veya zincire yeteri kadar kaloma verildikten sonra zincir veya demirin ağırlığını ırgat üzerinden kaldırmak için güverte üzerindeki mapalara kilitlenmiş uçları maça kilitli kısa zincir. BOŞ ALAMAK Gevşek bir halatı germek için fazlasını çekmek 
BOŞ VERMEK Halatı kaçırmak 
BRANDA Eskiden yelken yapılan bir cins kumaş yada kumaştan yapılan ve gemicilerin hamak olarak kullandıkları yatak. 
BUMBA Yan yelkenlerin alt yakalarını germek için kullanılan bir cins seren.Yük gemilerinde yük aktarmak için ucuna palanga takılan seren 
BURGATA Halat ve zincir ebadını ölçmek için kullanılan bir ölçü 
BÜKÜN Halatın veya bir yomanın sağa veya sola doğru kollarının bükülmesi


-C-

CAMADAN Camadan vurmak. Yelken alanının küçültülmesi 
CAMADAN BAĞI Bu küçültmeyi yapmada kullanılan bir bağ çeşidi 
CAMADAN KAMÇISI Yelkenleri camadana vurmak gerektiğinde, camadana vurulacak camadan astarı hizasında ve yelkenlerin gradin yakası üzerindeki morize patalarının serenin cundasına alınan ve yelkenin kaldırılması suretiyle bağlanan ucu çelikli halatlar. 
CANKURTARAN SİMİDİ Denize düşenleri kurtarmak için çok hafif ve yüzer maddeden yapılmış, yuvarlak simit biçiminde ve bir salvoya bağlı aygıt. 
CEVİZ Halatların ucuna tutabilmek için veya süs olarak yapılan bir cins düğüm şeklindeki işleme 
CIVADRA Teknenin baş tarafında dışarıya doğru eğik olarak uzanan sabit seren, genellikle yelkenli teknelerde flokları açmak için kullanılır. 
CUNDA Uç demektir. Direk cundası, seren cundası, bumba cundası. 
CUNDA YAKASI Yelkenin seren yakalarına gelen uçlarına denir.

-Ç-

ÇALIM Geminin baş ile kıçı arasında inik meyil veya kıç tarafta su kesiminin altındaki dar kesim. 
ÇAMÇAK Teknede biriken suyu toplamak için tahtadan yapılmış bir cins kepçe 
ÇARMIK Direklerin her iki bordasına bağlanabilmesi için gerilmiş tel halatlar. 
ÇENE Omurga ile bodoslamamın birleştiği köşe 
ÇIMA Halat, elincesi veya yomaların uç kısmı 
IMARİVA Personelin tekne boyunca yanyana selamlama için dizilmesi 
ÇİPO Özellikle admiralti demirinde bedenin üst kısmından anelesinin altında geçen kollara dik olarak bağlanmış hareketli veya sabit ağaç veya metal kollar. 
ÇÖRDEK YAKASI Seren yakalarının geriye bakan kısımları, üç köşe yelkenlerdeki en üstteki pik yakası ÇUBUK Ana direklerin üzerine konulan ekleme direkler

-D-

DABILBATIM Gemilerin karinası yırtıldığında teknenin su almaması için postaların iç tarafına ikinci bir kaplama konur ki, bu iki kaplama arasındaki double-bottom denir. Bu bölüm safra ve yakıt deposu olarak da kullanılır. 
DENİZ DEMİRİ Denizde ve rüzgarda hareketsiz kalan teknenin dalgalara borda vermemesi için baştan veya kıçtan denize attıkları koni şeklindeki branda torba. 
DESTE ETMEK Halatın veya zincirin iyice gerilmesi 
DİNGİ Tek çifte kürekle hareket eden 9 kadem boyundaki tekne. Dingi yerine patalya terimi kullanılır. DİREK FİSTANI Suların içeriye girmemesi için direğin güverteden geçtiği ıskaçanın etrafına su geçirmez şekilde konulan tahta çember. 
DOBLİN Bir halatın iki çıması arasındaki sarkık kısım 
DOBLİN ALMAK [Vermek, Tutmak] Bir halatın iki çımasının gemide kalmak üzere bordadaki veya sahildeki bir babaya iki, üç kez sarılması 
DÖKÜNTÜ Deniz yüzeyine yakın kayalık kümeler 
DÖŞEKLİ Altı düz olan tekne 
DİRİSA ETMEK Yön değiştirmek, rüzgarın dirisa etmesi, bumbayı dirisa etmek 
DÜMEN Gemiyi istenilen yöne çevirmek için saç veya tahtadan yapılmış olup kıç tarafa monte edilen yelpaze şeklindeki bir parça 
DÜMEN BAŞLIĞI Yeke evini kuşatmak - kuvvetlendirmek için dümen şaftının etrafına geçirilen maden başlık [=dümen tası] 
DÜMEN BODOSLAMASI Kıç bodoslama 
DÜMEN BOĞAZI Dümen yelpazesinden yukarıda kalan kısım 
DÜMEN DOLABI Dümen yekesine bağlı mekanizmasını çevirebilmek için yapılmış olan aygıt. 
DÜMEN DONANIMI Dümen yekesi ile dümen dolabı arasında kalan tel halat mekanizma, uskurlu şaft ve kolar ile bunların geçtikleri makaralı sistemin tümüne verilen isim 
DÜMEN YELPAZESİ Dümenlerin, dümen boğazlarından aşağıda olan yassı kısımları. 
DÜMEN ZAVİYESİ Dümen yelpaze sathının omurga ile yapmış olduğu açı 
DÜMENCİ PUSULASI Dümen dolabının hemen önüne konulmuş olan mıknatisi pusula

-E-
EĞLENMEK Bir teknenin stop ederek veya çok ağır yol ile gideceği yere varması 
EL DONANIMI Mekanik olan ırgat gibi aygıtların el ile çalışabilmesi için yapılmış olan donanım 
EL DÜMENİ Kol gücü ile bir taraftan diğer tarafa basılan dümen 
EL İNCESİ Bir tekneden diğerine veya sahile atılan ucunda kurşun bir ağırlığın ceviz ile kaplı olduğu ve sonuçta bir halatın bağlanarak gönderildiği, parekete savlosu gibi incecik bir halat 
EL İSKANDİLİ Elektrikli iskandil olmayan teknelerde,derinlik ölçmek için çımasına 5 kg lık bir kurşun asılmış ve üzerine kulaç taksimatı yapılmış olan savlo
EĞLENMEK Bir teknenin stop ederek veya çok ağır yol ile gideceği yere varması 
EL DONANIMI Mekanik olan ırgat gibi aygıtların el ile çalışabilmesi için yapılmış olan donanım 
EL DÜMENİ Kol gücü ile bir taraftan diğer tarafa basılan dümen 
EL İNCESİ Bir tekneden diğerine veya sahile atılan ucunda kurşun bir ağırlığın ceviz ile kaplı olduğu ve sonuçta bir halatın bağlanarak gönderildiği, parekete savlosu gibi incecik bir halat 
EL İSKANDİLİ Elektrikli iskandil olmayan teknelerde,derinlik ölçmek için çımasına 5 kg lık bir kurşun asılmış ve üzerine kulaç taksimatı yapılmış olan savlo

-F-

FAÇA Seren yelkenlerin bir taraftan prasya olduğu halde kapatılması 
FAÇUNA ETMEK Halatların fazla sürtünmeye maruz olan kısımlarının yıpranmalarını önlemek için bu kısımlar üzerine gırcıla veya mürnel sararak halatı korumaya denir. 
FALAKA Herhangi bir dikmeyi, sereni veya mataforayı istenilen durumda bulundurmak ve sağa sola dönmesine mani olmak için yapılan donanım. 
FARŞ TAHTALARI Ağaç bir teknenin sintine üzerindeki aralıklı tahtaları 
FİLİKA Savaş gemilerindeki kürekli veya yelkinli tekneler 
FIRDÖNDÜ Zincirin gamba almaması için aralara konan bir eksene bağlı olarak dönen iki yarım bakladan oluşan kilit 
FİRENGİ Güvertedeki suyun denize akıtılabilmesi için yalı kütükleri üzerinden bordaya açılan oluklu delikler 
FLADOR Çarmıhların gerilmesi için kullanılan sistem 
FLAMA Üç köşeli sancak 
FLASA Halatı meydana getiren incecik ipler 
FLOK Baş taraf çekilen üç köşe yelken 
FORA ETMEK Bir yere bağlanmış olan halatın oradan çıkartılması [Sivil denizcilikte: MOLA] 
FRİŞKA Bütün yelkenleri camadan vurmaksızın kullanılabilcek dercedeki sert rüzgar 
FUNDO (FUNDA) Demirlemek için verilen komut

-G-

GABYA Ana direk ile babafingo çubuğu arasındakı çubuk veya yelken 
GAGA Demirin iki ucundaki tırnakların en uç kısmı 
GAMBA ALAMAK Halatın veya zincirin kendi etrafında dönmesi veya burulması 
GENOVA Flok yerine çekilen çok daha büyük flok 
GERDEL Gemi ve teknelerde kullanılan tahta kova 
GİZ Kıç direkteki kısa seren 
GOMİNA Mil uzunluğun 1/10 = 185 metre 
GÖNDER İnce düz ve uzunca olarak çekilmiş çubuklar. [Sancak gönderi, filika kanca gönderi, cıvadra gönderi] 
GÖZ DEMİRİ Bir gemide kullanılan ana demirler 
GRADİN YAKASI Bir yelkenin yan kenarları 
GRANDİ DİREĞİ Birden fazla direkli gemilerdeki en yüksek direk 
GULET Brig'ten küçük iki direkli hafif armalı pruvası kabasorta armalı, praçılaya benzer uskuna 
GURCATA Ana direk üzerindeki çubuğun armasını yapmak ve üzerlerine çanaklık kurmak için mauna kollarının üstüne ve omurgaya aykırı konulan ağaç kütükler. 
GÜVERTE Gemilerde ve teknelerde baştan kıça kadar döşenmiş tahta veya madeni platform döşeme GÜVERTE KAPLAMASI Güvertenin kaplanması için kullanılan malzeme 
GÜVERTE HATTI Güvertenin bordadaki izdüşümü

-H-

HALAT Bitkisel sentetik veya çelikten yapılmış ve bükümlenerek çeşitli kollarda biribirlerine sarılmış, bükülmeye ve çekmeye uygun urgan 
HALAT BOSA Demir atıldıktan sonra demirin ağırlığını ırgat üzerinden almak için çımaları güvertedeki mapalar bağlı diğer uçlarında ceviz bulunan kısa halatlar. 
HAMLA Kürek çekilirken küreğin bir periyot içindeki mesafesi [Hamle] 
HAMLACI Kürekli teknelerde serdümene en yakın kürekçi 
HAVUZLUK Yelkenli veya kürekli bir teknede kıç tarafta topluca oturulacak yer. 
HIRÇA MAPASI Zincirin zincirlikteki çımasının omurgaya bağlandığı kilit 
HİSA ETMEK Bir şeyi yukarı kaldırmak. [Hisa sancak, hisa kürek]
HALAT Bitkisel sentetik veya çelikten yapılmış ve bükümlenerek çeşitli kollarda biribirlerine sarılmış, bükülmeye ve çekmeye uygun urgan 
HALAT BOSA Demir atıldıktan sonra demirin ağırlığını ırgat üzerinden almak için çımaları güvertedeki mapalar bağlı diğer uçlarında ceviz bulunan kısa halatlar. 
HAMLA Kürek çekilirken küreğin bir periyot içindeki mesafesi [Hamle] 
HAMLACI Kürekli teknelerde serdümene en yakın kürekçi 
HAVUZLUK Yelkenli veya kürekli bir teknede kıç tarafta topluca oturulacak yer. 
HIRÇA MAPASI Zincirin zincirlikteki çımasının omurgaya bağlandığı kilit 
HİSA ETMEK Bir şeyi yukarı kaldırmak. [Hisa sancak, hisa kürek]

-I-

IRGAT Demir almada, halatları dolayıp gemiyi yanaştırmada veya karaya çekmede kullanılan, hidrolik, elektirikli, istimli veya insan kuvvetiyle çalıştırılan yatay veya dikey mekanizma [Yatay ve manivela kuvvetiyle çalıştırılanlar = bocurgat] 
ISKAÇA Direk ve cıvadraların alt başların alt başlarındaki topukların yerine oturması için açılmış olan yuva ISKANCA Değiştirmek [nöbet, vardıya, kürek]
ISKARMOZ Kürekli teknelerde küreğin bağlanması veya oturması için ay veya çelik şeklindeki lumbar ıskarmoz denilen aygıtlar
ISKOTA Yelkenlerin iskota yakalarını kullanmak, yelkeni rüzgar ile doldurmak için halat - palanga donanımı ISKOTA YAKASI Kabasorta yelkenlerde altyakalar; randa, pik veya floklarda alt geri köşe

-İ-

İÇ OMURGA Postaları [bir ahşap teknede] omurgaya daha sıkı bağlamak için baştan kıça kadar uzanan ikinci bir omurga 
İĞNECİK Dümenin kıç bodoslamaya bağlanabilmesi için, erkek ve dişi olarak konmuş olan menteşe 
İSKANDİL Denizin derinliğini ölçmek 
İSKANDİL KURŞUNU İskandil salvolarının bağlandığı ağır kurşun - ağırlık 
İSKANDİL SALVOSU İskandil kurşunlarının bağlandığı işaretli salvo 
İSKARÇA Bir liman veya koy içindeki kalabalık tekne gurubu, karışık olarak demirlemiş olan tekneler topluluğu
İSKELE Teknenin sol yarısı veya gemiye girip çıkmak için kullanılan sürme veya inip kalkan merdiven 
İSKELE TAVASI İskelelerin alt ve üstünde girip çıkmada ilk basılan platform 
İSPAVLO Katrasız kendirden yapılmış iki kollu sicim [kırnap] 
İSTİNGA Yelkenleri toplamak için kullanılan selviçe [Hareketli donanım] 
İSTİNGA ETMEK Yelkenleri toplamak 
İSTRALYA Direk ve çubukların cundalarında baş ve kıça doğru inen sabit arma, veya teknelerin postalarını baştan kıça kadar birbirlerine bağlayan kuşak 
İŞKAMPAVYA Harp gemilerinde personel taşımakta kullanılan motorlu büyük filika

-K-

KABASORTA ARMA Serenleri direklere dik ve kemere istikametinde olan dört köşe yelkenli arma KALASTRA Kuntra güvertelerin üzerine alınan filikaların oturtuldukları ağaç veya metal kürsü 
KALOMA Demir üzerinde bulunan teknelerin denizde bulunan zincir mesafesi. Boşluk ve rahatlık, tolerans, ölçülü 
KALOMA ETMEK Zincir gerektiğinde daha fazla salmak, [Kaloma vermek] 
KANA RAKAMLARI Gemilerin çektikleri su derinliğini göstermek için baş ve kıç dikmeler hizasına sancak ve iskele taraflara desimetre veya feet cinsinden çizilmiş rakamlar. [Romen ve italik] 
KANDİLİSA Yelkenleri yukarı kaldırmak için kullanılan halat. 
KAPELE MUŞAMBA Pusla, dümen dolabı, kaporta, vinç gibi kısımların yağmur ve güneşten korunması için yelken brandasından yapılmış kılıfların geçirilmesi için verilen emir. 
KAPLAMA Postaların üzerine boyuna kaplanan saç veya tahtalar. 
KAPORTA Gemi veya tekne içindeki kapılara ve güverteden aşağı iniş ve çıkış merdivenlerinin üzerindeki kapalı yerlere denir. 
KARANFİL Üzerine birşey bağlamak veya asmak için iki yer arasına girilen halat. Matafora cundaları arasına girilen ve üzerine can halatlarının bağlandığı halat. 
KARAVELE KAPLAMA İçi kutrani dışı armuz kaplama olan bir kaplama şekli. 
KARİNA Bir teknenin su altında kalan ıslak kısmı (dış kısmı). 
KARULA YAKASI Bir yan yelkenin direğe yakın alt yakası (köşesi). 
KASA Halatların çımalarına açılmayacak şekilde yuvarlak şekilde yapılan ve dikişle emniyete alınan yuvarlak büyük halkalar. 
KASARA Teknelerin baş orta ve kıç kısımlarında güverteden daha yüksek olan güvertelere veya kısımlara denir. 
KASTANYOLA Demir zinciri akarken durdurabilmek için ırgat etrafına konan demir veya çelik şerit çember (bir çeşit fren balatası). 
KAVANCA Herhangi bir şeyi bir taraftan diğer tarafa geçirmek veya aşırmak ya da bir yerden diğer bir yere aktarmak. 
KEMERE Güveretenin döşenebilmesi için posta uçlarını birleştiren enine (omurgaya dik) konan kısımlardır. (yarım olanına ÖKSÜZ KEMERE denir). 
KERTE Bir dairenin 32'de biridir. (11 derece 15 dakika). 
KERTERİZ Herhangi bir maddenin bir tekneden olan yönünü mıknatisi veya cayro puslaile tayin etmek veya ölçmek. 
KERYE İki haltı birleştirmek için veya halatın çımasına geçici kasa yapmak için [sadece madeni halatta] kullanılan cıvatalı mengene 
KIBLE Güney KIÇ Teknenin geri tarafı 
KIÇ BODOSLAMA Omurgadan kıç taraf kaldırılan dik kısım [Ağaç veya maden] 
KIÇ GÖNDERİ Kıç tarafta sancak çekilmesi için dikilmiş olan gönder. 
KİLİT 12,5/15 kulaç zincir uzunluğu veya iki kilit zinciri birbirine bağlayan bir tarafı değirmi diğer tarafı harbili bir cins zincir baklası. 
KİNİSTİN VALFI Gerektiğinde bir tekneye denizden su almak için su kesiminden aşağıya konmuş ve gerektiğinde uzaktan açılıp kapatılabilecek valf. 
KOÇ BOYNUZU Baş ve kıç omuzluklar ile mataforaların üzerinde bulunan ve halat volta etmek için kullanılan boynuz şeklinde iki kulaklı madenler. 
KOL Flasaların bir tarafa bükülmeisi sonucu halatta elde edilen elemanlar. Flasa gibi bütün halat boyundadırlar. 
KOLTUK HALATI Gemilerin baş ve kıç tarafından shile verdikleri halatlar. Kısa olarak koltuk denir. KONTRA MİZANA DİREĞİ Mizana direğinin gerisindeki direk 
KONTRA OMURGA Ana omurganın aşınmaması için altına konan şerit halindeki parça. 
KONTRA TAVLON GÜVERTE Eski harp gemilerine ait bir güverte katı 
KONTRATA MİZANA DİREĞİ Kontra mizanadan sonraki kıç direk 
KÖRKAPAK Lumbuzları içerden kapayan demir kapak 
KUNTRA İskota yakasına bağlanan iki inceden birisi iskota olarak kullanıldığında diğeri kuntra olur. Kontra kontr kelimesinden gelme olup, karşı-zıt-yedek anlamında kullanılır.Kuntra omurga, bodoslama-grandi-güverte gibi Kuntra flok-kuntra mizana ve benzeri. 
KURT AĞAZI İçinde halat geçmesi için güverte üzerinde baş ve kıç omuzluklarına monte edilen demir yastıklar. 
KUTRANİ KAPLAMA Ahşap diagonal (çapraz) kaplama 
KÜPEŞTE Güverte üstündeki borda kaplaması. 
KÜREK LUMBARI Askeri filikalarda iskarmoz yerine küreklerin oturtuldukları oyuk yerler (küpeştede takazlık tahtasında).

-L-

LAÇKA Boşver, boşalt, boşalmış gevşemiş anlamında. 
LALE HALATI Dümenlerin denizli havalarda düşüp kaybolmaması için dümen yelpazesinden geçip teknenin kıçına bağlanan bir ince savlo. 
LARMO Flokların açıldığı istralya. ( Bazen flok larmosuda denilir). 
LAVA ETMEK Boş al ve ger anlamında bir emir. (Boşunu al) 
LAVRA DELİĞİ Bir teknenin içindeki suyu askıya alıp boşaltmak için açılmış delik. (Genellikle kıç tarafta havuzluğun altındaki kruzlu yerde). 
LİF Nebati halatın yapıldığı malzemenin en ince parçası 
LİGA CAMADAN Yelkeni küçült, camadana vur demektir. 
LİMBO Bir şeyin bir taraftan diğer tarfa aktarılması. (Marmara etmek sadece sıvı içindir.) 
LİVAR Balıkçı teknesinde balıkların taze kalması için alt tarafı denizle ilgili tahta havuz. 
LOÇA Demir zincirinin akması için açılmış deliklere geçirilmiş madeni oluk. 
LOKMA Zincirin baklalarının ortasına takviye için konmuş parça. 
LUMBARA AĞIZI Gemilerin sancak ve iskele taraflarında bulunan borda iskelelerinin üst tavanlarının bulunduğu yer hizasındaki güverte kısmı. Gemilere giriş ve çıkış yerini belirten lumbar ağzı terimi kara birliklerince de benimsenmis ve birlik ve kurumların giriş ve çıkıs kapılarına da lumbar ağzı denilmiştir. Lumbar ağızlarından sancak tarafta olanı binbaşı ve daha yüksek rütbedeki subaylarla sancak subayları ve Amiraller tarafından iskele taraftaki lumbar ağzı ise Binbaşı rütbesine kadar olan subaylarla astsubaylar ve erler tarafindan kullanılır. 
LUMBUZ Gemilerin iç kısımlarını aydınlatmak için bordalara ve güvertelere açılmış olan yuvarlak delikler. Lumbuz terimi bu deliklerin etrafına oturacak şekilde pirinçten yapılmış içeriye doğru açılması sağlanan cam kapağı ve iç taraftan cam kapağı kapatan ve madenden yapılmış kör kapakların tümünü ifade eder.

-M-

MANİKA Bir teknenin alt kısımlarına güverteden aşağıya doğru havalandırma için konulan geniş boru. MAPA Sabit halka. 

MARTİN DEMİRİ Çipo ve kolları aynı düzeyde ve kolları da beden etrafında dönebilen bir sistemdeki demirdir. 
MASTALYA Tahta leğen. 
MASTORİ POSTASI Bir teknedeki en geniş posta. 
MATAFORA Teknelerde veya sahilde filika veya botların asılabilmesi için uçlarında palanga bulunan aygıt. MATAFYON Yelken ve tentelerin delik açıldığında yırtılmaması için delik etrafının takviye edildiğialeminyum veya halat yassı halka. 
MAYNA ETMEK Aşağı indirmek (ağır ağır). 
MEME Demir kollarının demir bedenine birleştiği noktanın alt kısmı. 
MEZESTRE Yarıya kadar indirmek. 
MİL [Deniz mili] Denizdeki uzunluk ölçüsü. (6080 feet = 1852 mt) 
MİZANA DİREĞİ 3 direkli bir yelkenli gemide en kıçtaki direktir.

-N-


NETA Muntazam, düzgün, tertipli veya emniyetli anlamına gelir. 

NEVCET Hamak sarılan incelere denir.

-O-Ö-


OMURGA Bir teknenin postalarının üzerine oturtulup bağlandığı ve baştan kıça kadar devam ettiği ağaç/madeni parçalardır. Genellikle küçük teknelerde yekpare olur. 

OMUZLUK Teknenin baş ve kıç tarafındaki 45 derecelik açı civarındaki istikamet. 
ORSA Yelkenleri elden geldiği kadar rüzgarın estiği tarafa yaklaştırarak seyretmek. (Orsasına seyir) 
ORSA YAKASI : Bir yelkenin direk tarafındaki veya rüzgar üstü tarafındaki yakasıdır. 
ORSA ALABANDA EĞLENMEK Rüzgarı bordaya alarak, yelkenleri birbirinin aksine alıp tekneyi yolundan alakoyup vakit geçirmektir. 
ORSA ALABANDA TRAMOLA Teknenin başını rüzgara alıp bir kuntradan diğer kuntraya geçmektir. ORSA HALİNDE Bir teknenin mümkün olduğu kadar rüzgarın estiği cihete yakın seyredişi. 
ORSA PUPA ÇEMBERİ Bumbanın cundasına yakın ve iki tarafında da mapa bulunan madeni çember. ORSADA KAZANMAK Bir teknenin orsa seyrinde az düşme yapıp istediği tarafa gidişte kazanması. ORSAYA KAÇMAK Bir yelkenli teknenin devamlı olarak baş tutamayıp rüzgar üstüne kaçmasıdır. ÖKSÜZ KEMERE Ambar ağızları ve güverteler üzerine açılmış kaportalar dolayısı ile alabandadan alabandaya kadar uzamayan ve bir uçları ambar veya kaporta hizasında kesilen kemereler.

-P-

PALAMAR Gemilerin rıhtıma veya iskeleye bağlanmasında halattan daha kalın yomalara verilen isim. PALANGA Bir halat ve en az iki makaradan oluşan kaldırma mekanizması 

PALAVRA GÜVERTE Eskiden harp gemilerinde topların bulunduğu güverte 
PATALYA Küçük gemilerin gemi ihtiyacını karşılayan 12 kadem boyunda ve iki çifte kürekli ağaçtan yapılmış ufak tekne. Patalya gibi ufak tekneler artık Fiberglass'tan yapılmaktadır. 
PATRİSA Çubukların bağlanması için cundalarından aşağı ve geriye doğru inen ve tekneye bağlanan sabit arma 
PİK Giz veya serenlerin üzerine açılmış üç köşe yelken. 
PİK YAKASI Bir yan yelkeninin üst ve köşedeki yakasıdır. 
PİYAN Bir halatın çımasının açılıp dağılmaması için çomasına ıspavlo veya gırcıla ile yapılan bir çeşit düğüm şekli. PORSUN AMBARI Gemicilikle ilgili alet, malzeme ve diğer malzemelerin muhafaza edildiği ambar. POSTA Üzerine kaplama tahtalarının [veya saçların] tespit edildiği ağaç veya maden eğriler [kaburga] PRUVA Bir teknenin ön tarından ileri istikameti. 
PRUVA DİREĞİ Birden çok direkli teknede ba taraftaki ilk direk. 
PUNTEL Güvertenin kuvvetlendirilmesi için alttan dikine konan destek veya güverte üzerindeki vardevelaları tutmak için güverteye dik olarak konulan demir çubuklar. 
PUSULA Geminin üzerinde seyrettiği istikameti gösteren alet. 
PUSULA KARTI Pusla ibrelerinin üzerine oturtulmuş derece veya kerte taksimatı bulunan daire şeklinde bir karttır. 
PUSULA MİHVERİ EKSENİ Pusla kartının merkezinin oturduğu ucu sivri bir iğnedir. 
PUSULA TASI Mıknatısi puslalarda pirinç veya bakırdan yapılmış (manyetik etkisi olmaması için) yarım küre biçiminde içi boş bir tastır. 
PUTA Yerine koymak, donatmak (puta kürek)

-R-


RADANSA Halatların çımalarında kasa yapmakta kullanılan madeni halka biçimindeki malzeme 

RANDA YELKENİ Yelkenli bir teknede en geriye açılan yan yelkeni. 
RODA Kullanılmamış, açılmamış nebati halat sargısı. 
ROTA Seyir halince bulunan gemilerin izlediği hat. 
RUBA ETMEK Yelkenle rüzgarı başa alarak tekneyi geriletmek 
RÜŞVET GÜVERTE Yolcu gemilerinde filikaların üzerine oturtulduğu kalastraların bulunduğu güverte. RÜZGAR ALTI Rüzgarın estiği yönün aksi. 
RÜZGAR YAKASI Bir yelkende rüzgarın estiği taraftaki yaka. 
RÜZGARÜSTÜ Rüzgarın estiği yön.

-S-Ş-


SAFRA Bir teknede denge sağlanması için sintinesine konan ağırlık. 

SAĞANAK Rüzgarın eserken birdenbire şiddetli esmesi. 
SALMA Bir teknenin rüzgara veya akıntıya bağlı olarak dönmesi 
SALMA OMURGA Ufak yelkenli teknelerin rüzgar tesiri ile bayılmalarına mani olmak için omurga istikametinden denize indirilen saçtan yapılmış kuntra omurgalarıdır. Tekne içine su girmemesi için salma omurganın etrafı ayrı bir muhafaza tertibatı ile kapatılır. 
SALPA Demirin deniz dibinden kurtulması, ağırlığını zincire binmesi. 
SANCAK Bayrak veya teknenin sağ yarısı, sağ tarafı 
SANCAK ALABANDA Dümenin sancak tarafa doğru en çok basılabilmesi için verilen emir. 
SANCAK GÖNDERİ Kıç tarafa güverteden sancak çekmek için dikilmiş gönder. 
SARAVELE Yelkenin sarılması için verilen komuta denir. 
SAVLO Sancak çekmek için kullanılan1,5 burgatalık ince halat 
SELVİÇE Yelkenli bir gemi armasındaki hareketli halatlar. 
SEREN Direkler üzerinde yelken açmak için ve işaret çekmek için yatay olarak bağlanmış gönder. 
SEREN YAKASI Dörtköşe yelkenlerin serene , yan yelkenlerin gize bağlanan yakalarıdır. Matafyon yakası da denilir. 
SIĞ SU Denizin (genellikle sahil kısmına yakın) herhangi bir kısmında teknelerin seyretmelerine uygun olmayacak şekildeaz su bulunan pek derin olmayan yerlere denir. 
SİLYON FENERİ Gece ve karanlıkta gemilerin seyir halindeyken pruva ve grandi direkleri cundalarında yaktıkları ufkun 20 kertelik bir sahasından berrak havada en az 5 milden görülebilen ve pruvadaki grandiye nazaran daha aşağıda olan fenerlerdir. (Beyaz renklidirler). 
SİNTİNE Gemi makine ve kazanlarının bulunduğu kısmın zeminin altındai genellikle ambar güvertesinin altında kalan ve gemi içinden sızan sularla makine ve kazan dairelerinden akan yağ yakıtların toplandığı en alt kısım. 
SİS İŞARETİ Siste seyir halindeki gemilerin birbirlerine durumlarını belirtmek üzere düdükle verdikleri işaret. SİS KAMPANASI Demirde veya şamandrada yatan gemilerin siste mevkilerini belirtmek için çaldıkları kampana 
SİYA Kürekle hareket eden deniz araçlarının yollarını kesmeleri için küreklerinin suya batırılması ve topaçlarının kıç tarafa doğru itilerek teknenin durması veya devamlı siya kürek çekerek geriye doğru gitmesi. SOĞRA [SOKRA] Armuz kaplamada, kısa gelen kaplama tahtalarının uçlarının birleştiği yerdeki çizgi. SUGA ETMEK Vira edip sıkıştırmak. (Suga kastanyola, suga cıvata vb). 
SU HATTI Teknenin gövdesinde ıslak yüzeyle kuru yüzeyi arasında meydana gelen çizgi. 
SÜBYE ARMALI Direklerinde seren yelkenleri olmayıp sadece yan yelkenleri bulunan tekneler. 
SÜLYEN Yeni konan yada raspa edildikten sonra temizlenmiş olan çelik veya demir saçlar üzerine koruyucu bir astar olarak sürülen genellikle kırmızı renkteki boya 
SÜRME OMURGA Salma omurga da denilebilir. [Ana omurga bedenine açılan bir yarıktan aşağı yukarı hareket ettirilebilen tahta veya madeni levha şeklindeki omurga olup yelkenliteknelerde yelkenle seyir anında devrilmemek veya rüzgar altına düşmemek için kullanılır] 
ŞAPKA Direklerin üst uçlarına geçirilmiş yuvarlak tabla 
ŞEYTAN ÇARMIHI İki halat arasına ağaç basamaklarla yapılan bordadan sarkıtılan merdiven

-T-

TALVEK HATTI Boğazlarda ortadan geçtiği varsayılan hat 

TARAK GEMİSİ Limanları ve geçitleri derinleştirmek için kepçeli olarak yapılmış özel gemi 
TAVA Borda iskelelerinin altında ve üstünde durulacak yer [İskele tavası] 
TAVLON GÜVERTE Çok güverteli gemilerin üsten itibaren aşağıya doğru beşinci güvertesi. Eski harp gemilerine ait bir güverte katı 
TAYFA Ticaret gemilerindeki gemiciler 
TENTE Güverteyi yağmur ve güneşten korumak için güverte üzeriene açılan branda veya başka bir malzememden yapılmış örtü 
TENTE OMURGASI Tentenin orta kısmına ve altına konulan ağaç 
TERSANE Gemi yapılan fabrika, tezgah veya sanayi merkezi 
TİRENTİ Bir halatın çekilen çıması 
TIRNAK Demirin kollarının ucundaki tırnak şeklindeki kısım 
TOKA ETMEK Bir şeyi yerine kadar kaldırmak [Sancak toka etmek, işaret toka] 
TRAMOLA Yelkenle seyirde rüzgarın bir kontradan diğer kontraya önce pruvanın geçmesi ile yapılan dönüş

-U-

UÇKURLUK Bir sancağın direk veya rüzgar üstü tarafındaki yakasındaki takviye edilmesi için geçirilen beyaz renkli şerit. Bu taraftaki yakaya uçkurluk yakası ve içinden geçirilen ve iki ucunda da kanca bulunan salvoya da uçkurluk salvosu denir. 

USKUNA Pruva direği kabasorta armalı, grandi direği sübye armalı iki direkli yelkenli tekne 
USTURMAÇA Bir birinin üzerine veya rıhtıma yanaşan teknelerin bordalarının göçmemesi veya boyalarının bozulmaması için araya koydukları ağaç, lastik, plastik veya halatlardan yapılmış olan, balon, silindir biçimindeki yastık.

-V-


VARAGELE İki nokta arasında gerilmiş olan kuvvetlice bir halat üzerinde hareket eden bir makaraya bağlı sepet veya iskemle donanımlı insan ve eşya taşımak için kullanılan donanım. 

VARDAVELA Teknelerin küpeştelerinde ve borda iskelelerinde personelin korunması için dikilmiş bulunan sabit veya yatar kalkar puntellerin üzerine yatay olarak geçirilmiş demir veya ağaç tiriz. 
VARDAVELA PUNTELİ Küpeştelere konmuş olan ağaç veya demir sabit veya yatıp kalkan punteller. VARİL Mancana büyüklüğündeki madeni fıçı 
VELEDİBARKA Fırtınalı havalarda pruva ana istrelyası üzerine açılan flok. 
VELEİSTRALYE YELKENİ Pruva direğinden sonra gelen direk üzerine açılan yan yelkenin sereni 
VELENA Direkler arasındaki istrelyalar üzerine açılan üçgen şeklindeki yelkenler. 
VENTO Bumbaları ve mataforaları bir taraftan diğer tarafa dirisa edebilmek ve sabit tutabilmek için cundalarından alınan halatlar. Bu halatlar gerekirse palangalara da bağlanır. 
VİNÇ Gemiye yük alıp vermede kullanılan, ambar ağızlarına yakın olarak konmuş hidrolik - elektirk veya istimle açılan makineler. 
VİRA Vidayı, cıvatayı, ırgat veya vinci çevirmek sarma yönünde verilen komut. 
VİYA Gemiyi veya tekneyi istenilen rotaya döndükten sonra, istenilen yöne seyredilmesi için verilen komut. 
VOLTA Bir halatın babaya veya biteye bir kez dolaştırmak 
VOLTA ALMAK Halatın veya demir zincirinin biribirine dolaşması

-Y-


YAKA Yelkenlerin köşelerine ve yakalarına denir. 

YAKAMOZ Su içinde ışık biriktirebilen tekhücrelilerin total yansıma halinde ışıldaması 
YALPA Denizlerin bordalar istikametinden gelmesi sonucunda geminin kemereleri istikametinde hareket etmesi. 
YALPA OMURGASI Gemilerin yalpalamasını önlemek maksadıyla sintine dönümüne yakın dış kaplamaya dikey olarak onulmuş, baş ve kıç istikametinde uzayan kanat şeklinde çıkıntılar. 
YAN YELKENLER Yarım serenler ve gizler üzerine açılan yelkenler ile flok ve valenalar YARIMOTURAK Kürek çekerken ayak dayanılan ağaç puntal [yatay] 
YASLAMAK Bir teknenin harket kabiliyetini kaybederek, akıntı veya rüzgar etkisi ile bir rıhtıma veya başka bir tekne üzerine düşmesi 
YEKE Dümen başına takılıp dümenin istenilen tarafa basılması için kullanılan demir veya ağaçtan yapılmış kol. 
YELPAZE Dümenin su içindeki en geniş kısmı 
YOMA Genellikle kalın halatlara denir. 
YÜRYA Bir palanganın tirentisini veya bir halatın elle çekerken üzerine yatarka mola vermeksizin çekmek

-Z-

ZAHİRİ RÜZGAR Hakiki rüzgarın sıfır olduğu bir ortamda hareketin aksine bir rüzgar oluşur. Seyir halindeki bir geminin hareketiyle oluşan böyle rüzgara geminin rüzgarı denir. Geminin rüzgarı ile hakiki rüzgarın bileşimi ile oluşan ve gemide hissedilen rüzgara da (ZAHİRİ RÜZGAR) denir. 

ZİNCİR Baklaların birbirine eklenmesi suretiyle meydana gelen ve çeşitli maksatlar için kullanılan çekme gücü kuvvetli madeni halkalar dizisi. 
ZİNCİR KALOMA Demir üzerinde bulunan gemilerin denizde bulunan zincir miktarına denir. Kaloma, demir mevki'ine göre verilir. Bu da genel olarak çok derin olan yerlerde derinliğin beş misl, pek derin olmayan yerlerde derinliğin üç misli olarak kabul edilmiştir. Bu ölçülerde verilen kalomaya Tam Kaloma, az olana Kısa Kaloma denilir. 
ZİNCİRİ SALYA ETMEK Demirleme zincirini ırgat üzerinden kurtarıp güverteye salya etmeye denir. Uzun zaman zincirlikte duran zincirlere ve zincirliğe bakım için bu usul yapılır. 
ZİNCİRLİK Demir zincirinin bulunduğu sintineye yakın bölmedir. 
ZIRH GÜVERTE Savaş gemilerinde kazan, makine, cephanelik gibi önemli yerlerin üzerine döşenen zırhtan güvertelere denir. 
ZOKA Uç tarafında sarımsak dilimi biçiminde kurşun bulunanan bir çeşit balık iğinesi [olta]Kaynak:dzkk.tsk.tr














0 yorum:

Yorum Gönder

Ne düşündüğünüzü bize söyleyin... !

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Popular Posts

 
Proudly powered by Blogger
Copyright © 2011. balikciblog - Tüm Hakları Saklıdır